A Woman Under the Influence (Yön: John Cassavetes, 1974) ve Ana Yurdu (Yön: Senem Tüzen, 2015)
Çok uzak zamanlardan ve çok uzak ülkelerden iki kadın; Mabel ve Nesrin, birbirine çok benzeyen dertlerin içinde bunalmışlardır. İkisi de kadınlık ile delilik arasında savrulmakta, kendini savunmak isterken kendini kaybetmektedir. Mabel, birbirinden güzel çocukları ve çok sevdiği eşiyle mutlu bir ailede yaşarken iyi niyet ve masumiyetiyle yaptığı her hareket, delilikle itham edilir. Mabel, çocuklarına ve eşine bağımlıdır, onlar için yaşamaktan başka çaresi yoktur. Tam da bu yüzden kadın olmanın sınırlarını ne zaman aşsa, bir kliniğe hapsedilip yeniden kadınlığın cenderesinde ezilmeye davet edilir. Nesrin ise yalnız kalmak ve sevdiği işi yapmak, yazmak istemektedir. Kaybolan ilhamını toparlamak için her adım attığında Nesrin’in karşısına annesi, komşuları ve ürkütücü anıları çıkar. Mabel gibi o da ne yaparsa yapsın kendi bedenindeki esaretten kaçamaz ve özgür olmanın yolunu delilikte aramaya başlar. Mabel ve Nesrin; yalnızlığın içinde kaybolurken, onları kurtarabilecek yegâne şeyi gözden kaçırırlar. İkisini bir araya getirecek, güçlü ve mutlu kılacak şey, aralarındaki tüm uzaklığa rağmen dertlerindeki ortaklıktır. Onlara acı veren, kendilerini reddetmelerine sebep olan kadınlıkları, kurtuluşları için tek adrestir.
(Deniz Berk Sayınhan)