Gilda (1946)
Yönetmenliğini Charles Vidor’un yaptığı, tüm zamanların en meşhur film noir örneklerinden biri olarak kabul edilen Gilda (1946), sinema tarihinin en ünlü femme fatale karakteri, aynı zamanda Rita Hayworth’un kariyerine sanatçının adıyla özdeşleşecek kadar büyük bir etki bırakan “Gilda”’yı barındırır.
Gilda, karşı konulamayacak kadar güzel ve çekici bir kadındır. Bir silah gibi kullandığı bu özelliğiyle paranın ve gücün şekillendirdiği dünyasına, kendisinden yaşça hayli büyük olan kumarhaneler kralı Ballin’i (George Macready) seçen genç kadının mutluluğu, unutamadığı eski sevgilisi Johnny’yi (Glenn Ford) kocasının sağ kolu olarak karşısında görene kadar sürecektir.
Hayworth’un “Put The Blame On Mame” şarkısı eşliğinde yaptığı striptiz, sinema tarihinin en unutulmaz sahnelerinden biri olarak kabul edilir. Hayworth’un, yıllar sonra kendisiyle evlenen erkekler için söylediği şu sözler, Gilda karakteri ile ne kadar özdeşleştiğini ortaya koyar: “Evlendiğim tüm erkekler, akşam Gilda’yla yatıp sabah Rita ile kalktılar. Bu onlarda büyük bir hayal kırıklığı uyandırdı.”
The Big Sleep (1946)
Amerikalı ünlü polisiye yazarı Raymond Chandler’ın Büyük Uyku isimli romanından uyarlanan ve Humphrey Bogart’ın başrolünde olduğu The Big Sleep (1946), sinema tarihini derinden etkileyen bir film noir olarak, türünü oluşturan tüm unsurları içerisinde barındırması ile karşımıza çıkıyor: sert görünümlü ama zaafları olan bir dedektif, bir kayıp hikâyesi üzerinden şekillenen suç sarmalı ve bir değil; iki femme fatale. Bu tehlikeli kadınlardan biri olan Lauren Bacall’in, filmin çekildiği dönemde Bogart ile evli olması, filmde zamanına göre oldukça cüretkâr diyaloglar ve cinsel göndermeler olmasına katkıda bulunur.