Güney Avustralya’nın Snowtown kasabasında 1992-1999 yılları arasında işlenen on bir seri cinayetin failleri ülkenin gündemini uzun süre meşgul etmiş, çete lideri John Bunting Avustralya’nın en korkutucu seri katili olarak nam salmıştı. 2011 yılında Justin Kurzel’in ilk uzun metraj çalışmasıyla beyazperdeye taşınan Snowtown cinayetleri, sinema tarihindeki diğer seri katil filmlerinden farklı olarak sosyal-gerçekçi bir korku hikayesi niteliğindeydi, nitekim yönetmenin tasarım ve üslubu Cannes Film Festivali’nde büyük beğeni toplayarak FIPRESCI Özel Ödülü’nü kazandı. John Bunting’in (Daniel Henshall) portresini, cinsel tacize uğradığı için son derece hassas bir ruh haline sahip Jamie Vlassakis’in (Lucas Pittaway) gözünden incelediğimiz filmde, dünyanın kötülüklerden temizlenmesi savıyla başlatılan bir başkaldırının kontrolsüz ve ölümcül şiddete nasıl dönüştüğünü tekin olmayan bir atmosferde izliyoruz. Sessizlik, müzik ve karakterlerin durağanlığı bizi tedirgin ederken toplumsal manipülasyonun ve kışkırtmanın mikro düzeyde nasıl oluşabileceğine dair rahatsız edici ayrıntılara ulaşıyoruz.