ABD’ de başkanlık seçimleri öncesi mevcut başkan hakkında çok önemli bir skandalın patlaması ihtimali ortaya çıkar. Bu skandal ortaya çıktığı takdirde, başkanın yeniden seçilmesi imkânsız hâle gelecektir. Beyaz Saray’da acilen bir kriz masası kurulur. Krizi yönetmesi ve Başkan’ın bu durumdan olabilecek en düşük hasarla kurtulabilmesini sağlaması için danışman olarak Conrad Brean (Robert De Niro) çağrılır. Brean’in planı ise gayet basit olacaktır; Arnavutluk’a savaş açmak! Başkan, Çin seyahatini uzatıp ortalıklarda görünmezken Brean, Holywood’un ünlü yapımcısı Stanley Motts (Dustin Hoffman) ile hayali bir savaş yaratacaktır. Tek yapmaları gereken, televizyonu ve medyayı efektif kullanıp toplum algısını gerektiği gibi kanalize etmeyi başarmaktır. Öyle ya, Körfez Savaşı’nı televizyonda izlemiş bir nesil için yeni bir savaş ortaya çıkarmak düşünüldüğü kadar da güç olmayacaktır. Wag the Dog, siyaset-medya ilişkileri çerçevesinde sağlam bir sistem iğnelemesi olarak öne çıkıyor. Aynı zamanda sıkı bir mizaha sahip film, ilgililerinin kaçırmaması gereken türden bir yapım.