Helen Lyle, Bernadette Walsh ile birlikte şehir efsaneleri üzerine yazdığı tez için araştırma yapan bir yüksek lisans öğrencisidir. Toplumun, gerçekliği olmayan batıl inançlarla günlük korkularını efsanevi bir karaktere yönlendirdiğini düşünen ve bunu kanıtlamak için konuyla ilgili derinlemesine röportajlar yapan Helen bu görüşmelerden birinde Candyman olarak bilinen yerel bir efsaneyi öğrenir. Söylenen odur ki, Candyman ismi ayna karşısında 5 defa ardı ardına tekrarlandığında bu doğaüstü varlık kendisini çağıran kişiyi vahşice öldürerek kendi yanına almaktadır. Kimine göre Candyman, aşkı uğruna kendisine işkence edilerek öldürülen sanatkar bir köleydi. Fakat Helen bunun gerçek olmadığına inanmakta ve söylentinin Chicago’nun kuzey yakası yakınlarındaki konut bloklarına dadanan bir çete liderinin işlediği suçları hasıraltı etmek için kurgulandığını düşünmektedir. Belki de kendisi de en başından beri bu efsanevi lanetin bir parçasıdır.