Ülkemizde 6. baskısı yayınlanan Yanlış Okumalar’ın yazarı Umberto Eco’nun bize öğrettiği iki şeyden biri; hala acı çekebiliyorsa ve biraz utanabiliyorsa insanın insan olduğudur.
Önceki gün doğum günü kutlanan 5 Şubat’ta da ölümünün üzerinden 1 yıl geçecek olan İtalyan profesör, gösterge bilimci ve Gülün Adı gibi modern klasik romanın yazarı Umberto Eco’nun ‘Yanlış Okumalar’ adlı deneme kitabı, sürprizlerle ve sorgulamalarla dolu.
Verdiği zevk kadar şaşırtan ve düşündürten yazar, iyi yazardır. Umberto Eco edebiyatı hakkında söylenecekleri bu ilk cümleye sığdırmak da mümkün. Ama bu bir çeşit haksızlık olur. Hem de Eco’nun okurken yazmayı da bellettiği için bu ‘büyük öğretici yazar’ın Can Yayınları’ndan 6. baskısını yapan Yanlış Okumalar’da yaptığına da haksızlık olur. Eco’nun bize öğrettiği iki şeyden biri; insanın hala acı çekebiliyorsa ve biraz utanabiliyorsa insan olduğudur. Bu da onu modern çağın filozofu yapar ki, Eco’nun1960’lardaki denemelerini topladığı Yanlış Okumalar kitabından söz ediyorsak, filozofluğunu da anmalıyız.
SORGULA VE ARAŞTIR
Umberto Eco, şeylerin yani göstergelerin ipuçlarından tutarak, onlar hakkında kesin bir yargıya varmadan… Ve okurun zihnine ‘Sadece benim dediğim doğrudur’ mührünü vurmadan… Okuru olabildiğince özgür bırakarak; konu hakkında verdiği azıcık bilgiye tezat derinlikteki yazılarıyla kendi üslubunun bulanlardandır. Esasında Eco’nun yazı dünyası, iyi özümsediği dünya klasiklerinin yazarlarının her iyi yönünü birebir kavrayabilme yeteneğiyle sivrilir. Eco bu yönüyle de edebiyatı çok iyi bilmenin kendi tarzını yaratmaya yetmeyeceğini; ustaların diğer ustalara kuşaklar arasında el vererek yetenek geçişi sağlaması gerektiğini de anlatır.
Yanlış Okumalar’ın pek çok metninde de bu görüş alt metinde okurun gelip kendini bulması ve sonra kendini bulması için bekliyor. Amerika’nın keşfini 1492 yılında Kolomb’un amiral gemisi Santa Maria’ya konulan kameralardan canlı izleyen bir TV programı şeklinde anlatan Eco, Ağrı Dağı’nda Nuh peygamberin gemisini ararken ölen dağcının Cennet’i görüşünü de günlük biçiminde anlatıyor.
ECO’NUN BİR VASİYETİ VAR
Yanlış Okumalar’da Eco, kitabın adının hakkını vererek İncil’i ve Batı edebiyatının örneklerini de eleştirmen olarak inceliyor. Biraz dalgasını geçiyor, çokça göndermede bulunuyor ve büyük öğretici yazar olarak ‘küçük dağları ben yarattım’ pozundan azade mütevazılığın pelerinine bürünüp kendi metnini dışarıdan izliyor. Eco oğluna Noel için yazdığı mektupla Yanlış Okumalar’ı bir vasiyete dönüştürüyor. Çocuklar için masallar ve oyuncaklarla kurulan dünyayı eleştiren Eco, mektubunu şöyle bitiriyor: “Büyüdüğünde çocukça düşlerinin o canavar tipleri hala sürüyor olursa-büyücüler, cüceler, devler- belki de peri masallarına karşı eleştirel bir tavır kazandığın için, yaşamayı ve gerçekliği eleştirmeyi öğreneceksin.”