Bu yıl yirmi altıncı kez sinema severlerle buluşacak olan İzmir Kısa Film Festivali’ni festival direktörü Yusuf Saygı ile konuştuk. Yirmi altı yıldır süren istikrarı, bu yıl bizi festivalde bekleyen etkinlikleri ve ülkemizde kısa filmin gördüğü değeri değerlendirdik. Keyifli okumalar.
Röportaj: Seher Kızılırmak & Yaşar Gülveren
Öncelikle yirmi altı yıldır bir kısa film festivalini sürdürmenin zorluklarından ve öneminden bahsetmek isterim. Bu tarz organizasyonların uzun soluklu olması pek çok dinamiğin bir arada olmasını ve titiz bir çalışmayı gerektiriyor kuşkusuz. Özellikle de kısa film alanında ülkedeki önemli festivallerden biri olarak bu istikrarın motivasyon kaynağı nedir?
Motivasyonumuzun en önemli kaynağı aslına bakarsanız hem üretim anlamında kısa filmciler ve onların çalışmaları, hem de İzmir’de oluşan kısa film kültürü ile her yıl büyüyen izleyicilerimiz. Biraz cesaretimiz ya da motivasyonumuz kırılsa da yaptığımız görüşmeler sonrasında, inandığımız festivalimiz ve saygı duyduğumuz festival takipçileri ve katılımcılarının oluşturduğu motivasyon sürekli olarak bizi ileriye taşıyor.
Pandemiden bu yana ekonomik anlamda da festivallerin epey zorlandığını biliyoruz. İzmir Kısa Film Festivali olarak siz de festival boyunca ciddi sayıda konuk ağırlıyor ve çeşitli etkinlikler düzenliyorsunuz. Bu anlamda bu yıl ekonomik sebeplerden dolayı değişen bir şey ya da kaldırılan bir etkinlik/atölye var mı?
Bu yıl da tüm bölümlerimiz dopdolu. İzmir Film Lab Gülen Gözkara Saygı koordinatörlüğünde yine yeşil film, proje geliştirme, fon bulma, yönetmenlik, görüntü yönetmenliği atölyeleriyle geniş bir programa sahip. Ayrıca TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi de festivalimizin bu bölümünde yapacağı seminerler le yer alacak. Geçtiğimiz yıllara ek olarak bir gün de dışarıda görüntü yönetmeni Serdar Özdemir ile güzel bir atölye gerçekleştireceğiz. Yine festivalin her seansında planladığımız söyleşiler ile film ekipleri söyleşiler yapacaklar. Ekonomik sıkıntılar yaşıyoruz fakat festivalin en büyük sponsorlarından birisi biziz ve İzmir’de bulunan dostlarımız. Açıkçası bu sıkıntıların çoğunu kurum destekleri ile değil daha çok arkadaşlarımızın sağladığı kolaylıklar ile aşıyoruz. Sonrası ise karıncanın yıl boyu kışa hazırlanmak için çalışması gibi geçen süreç.
Festivalin ilgi gören bölümlerinden biri de İzmir Film Lab. Bu bölüm, sektör profesyonellerinin yanında pek çok yönetmen/yapımcı adayını da heyecanlandıran bir bölüm aynı zamanda. Kısaca İzmir Film Lab hakkında konuşacak olursak, bu bölümün festivaldeki önemini sizden dinlemek isterim. Bu yıl başvurular beklenen gibi mi, ayrıca düzenlenecek eğitimler neler?
İzmir Film Lab bölümü beş yıldır devam eden ve artık bilinen bir marka. Başvurular her yıl benzer düzeylerde gerçekleşiyor çok büyük değişiklikler olmadı. Katılımdan başvurulardan çok duyuru yapmamamıza sadece sosyal medya paylaşımı ile devam etmemize rağmen mutluyuz. Film Lab bölümümüzün bahsettiğim gibi direktörü Gülen Hanım, onun çalışmaları ile kreatif bir iş olan kısa film TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi’nin de gündemine geldi. Festivalin destekçisi olarak çok güzel bir ortak çalışma gerçekleştirdiler. Meclis Başkanı Ata Kavame özellikle festivalde yer alacak ve bizimle birlikte olacak. Bu durum kısa filmin bilinirliliği açısından da çok önemli bir durum. Ayrıca geçen yıl ödül alan ve yeşil film olarak yoluna devam eden Sucuk Olmak projesi Serpil Altın danışmanlığında Antalya Film Forum’da da ödüller aldı ve sürdürülebilir film yapım teknikleri ile yoluna devam ediyor. Oluşturduğumuz içerik ve söylemlerin uygulanıyor olması, projelere katkı sağlıyor olması bu alanın en temel hedefi. Ayrıca iki kategoride yapılan pitching sunumları ve sektörden sağladığımız birçok ödül bu alanı değerli kılıyor. Bu yıl festival içinde de birçok kısa film İzmir Film Lab da ilk kez görücüye çıkan filmler bu da bizim için bir gurur kaynağı.
İzmir Kısa Film Festivali, Academy Award® Qualifying Festival olarak dünya üzerinde aynı yeterliliğe sahip yüz yirmi festival arasında yer alıyor. Bundan da biraz bahsedelim isterim. Bunun sağladığı avantajlar neler?
Öncelikle sağladığı en önemli avantaj bilinirlik. Bu yolla birçok başarılı film festivalimizde yer almak için bize başvuru yapıyor. Festivalimizde yarışan ve ödül alan kurmaca ve animasyon kısa filmlere bir sonraki yılın Oscar ödüllerine başvuru şansı veriyor. Bunu şöyle de anlatabilirim. Akademi kendi o yıl Amerika’da gösterime giren filmler arasından kendi adaylarını belirliyor. Ülkeler uzun metrajda kendi adaylarını belirleyip tanıtım çalışmaları yapıyor. Kısa filmlerde ise akademinin belirlediği kriterlere uygun olan festivallerde bunların arasında Cannes, Berlin gibi kısa film yarışması olan büyük festivaller de var. Ödül alan filmlerin kendilerine başvuru yapmasını istiyor. Burada bir ön kurul gibi de oluyoruz aslında. Ama en büyük kazancımız her yıl bir animasyon ve bir kurmaca filmin festivalimiz aracılığı ile gitmesi. Orada en büyük hayalimiz ulusal bölümde ödül alan bir filmin öncelikle ilk beşe kalıp ödül törenine gitmesi ve sonrasında ödülle dönmesi. Şimdiye kadar birçok Oscar ödülü kazanmış filmi ve yönetmeni de konuk ettik onlardan tanıtım faaliyetleri ile ilgili bilgiler de alıp arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. En büyük başarıyı da Serhat Karaaslan’ın Suçlular(2020) filmi ile yakaladık. Film short liste girerek ilk on beş film arasında yer almıştı.
Bu yıl genel olarak festivalde bizi neler bekliyor? Geçen yıllara göre farklılık gösteren, bu yıl ilk düzenlenecek bir etkinlik ya da yeni bir bölüm var mı?
Festivalin en önemli unsuru filmler ve izleyiciyi bir araya getirmek bunun için gösterimlerin kusursuz olarak gerçekleşmesi, film izleme kalitesinin yüksek olması ve kentin birden çok alanında filmlere ulaşılabilmesine dikkat ediyoruz. Salon bulmak konusu özellikle gösterim için elverişli salon bulma konusu İzmir’de gerçekten zor. İzmir Film Lab bölümümüz yine dopdolu olacak. TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi’nin de desteği ile bu sene çok güzel bir seminer programımız da bulunuyor. Ayrıca RED dijital sinema kameraları ile bu yıl Cannes Film Festivali’nde en iyi film ödülü alan Görünmez Kaza filminin görüntü yönetmeni Amin Jafari İzmirli sinemacılar ile minimum malzeme ile nasıl etkili görüntüler elde edebilirler konulu bir çalışma gerçekleştirilecek. Fon bulma, proje sunma, yönetmenlik, oyunculuk konularında da birçok söyleşi ve konuşma İzmir Film Lab programımız dahilinde festivalimizin içerisinde olacak. Tüm gösterimler Fransız Kültür Merkezi, Karaca Sineması ve Karşıyaka Çatı Bostanlı’da yapılırken İzmir Mimarlık Merkezi’nde ise etiğim içeriklerimiz ve panellerimiz yer alacak.
Başvuru sayısı ve niteliği önceki yıllara kıyasla nasıl değişti? Bu değişimin sebepleri nedir?
Başvuru sayımız özellikle Academy Award® Qualifying Festival olduktan sonra yükseldi ve bir noktada sabitlendi diyebiliriz. Değişim olarak en önemli etki oradan sağlandı. Son beş yıldır bir tanıtım faaliyeti yapmasak ta dört bin film festivalimize başvuru yapmakta.
İzmir Kısa Film Festivali Uluslararası bir film festivali, dolayısıyla yurtdışından da epey başvuru oluyor diye biliyorum. Hatta gösterimler sonrası yapılan söyleşilere de yurtdışından pek çok yönetmen, yapımcı, oyuncu katılımı oluyor. Bu yıl yurtdışından gelen başvurular nasıl? Her yıl olduğu gibi yoğun bir başvuru trafiği yaşandı mı?
Evet katılım oldukça yüksek gerçekleşti. Hatta bizi mutlu eden sadece finalist olarak yer alan ve davet ettiğimiz filmlerin ekipleri değil panorama bölümünde yer alan ve bütçemiz dâhilinde davet edemediğimiz yönetmen ve ekipler de kendi olanakları ile festivalimize katılım sağlıyorlar. Bu da festivalin yurtdışı tanınırlığı ile ilgili çok önemli bir durum bence. Bu sene Amerika’dan kendi filmi için kendi imkânları ile gelecek olan konuklarımız var.
Bu yıl finalist filmler arasında dikkat çekici temalar, eğilimler, toplumsal konular, kimlik, çevre, teknoloji gibi ortak noktalar gözlemlediniz mi?
Aslına bakarsanız sadece bu yıl için değil genel olarak bir şeyden bahsetmek isterim bu sorunuza. Üretim olarak uzun metraj filme göre daha hızlı gerçekleştirildiği için kısa filmler güncel yaşamımıza çok daha hızlı anlatımlar geliştirebiliyor. O yüzden güncel olan olaylar hızlı bir şekilde beyaz perdeye bu filmlerle aktarılabilmekte. Daha özgür anlatım biçimleri ve söylemler de genç yönetmen arkadaşlarımız tarafından geliştirilmekte. O yüzden izleyici güncel konuları kısa filmlerde çok rahatlıkla bulabiliyor.
Festival olarak belgesele de verdiğiniz önemi biliyoruz. Belgesel konusunda bu yıl katılım nasıl? Diğer kategorilere yapılan başvurularla belgesel başvuruları arasında nitelik ya da nicelik olarak ne gibi farklılar var?
Bu yıl belgesel kategorimize yüz altmış dokuz belgesel film katılım gösterdi. Programda da birçok belgesel filmi izleyicilerimiz bulabilirler. Kısa belgesel konusunda da elimizden geldiği ölçüde yönetmen arkadaşlarımıza iyi koşulları sağlıyoruz. Hatta festivalimizin en kalabalık günü olan cumartesi günü belgesel yarışma filmlerinin gösterimleri yapılmakta. Belgeselde güzel olan ve gelişen unsur, konu anlatım biçimlerinin de günden güne değişmesi. Aslında bu bir sorun gibi de kategoriler arasında ciddi bir etkileşim ve üretim var. Deneysel biçimde olan belgeseller, animasyon kısmı ağır basan belgesel anlatımları, kurmaca içerisine yerleşen belgesel anlatımlar ya da deneysel içerikler. Bu da izleme keyfi bakımından güzel sonuçlar veriyor ama kategorilere ayırmak günden güne zorlaşıyor.
26.İzmir Kısa Film Festivali’nin basın sponsoru Fil’m Hafızası ekibi olarak kısa filmlere ayrıca önem veriyor ve destekliyoruz. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da Keşif Ekibinin hazırladığı özel bir seçki yer alacak gösterimlerde. Fil’m Hafızası gibi platformların festival kültürüne katkısını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu tür yayınlar kısa filmlerin görünürlüğünü ne kadar artırıyor?
Birçok alanda bu türün destek görmesi önemli. Bilinmesi tanınması önemli. Akıllarda sosyal medya videosu olarak kalıyor çoğu zaman kısa filmler. O yüzden gösterimleri, haberleri, tanıtımları çok değerli. Sizin verdiğiniz önemi görüyor ve önemsiyoruz. Umarım kısa filmler daha çok gösterim şansı yakalar ve izleyiciler ile buluşur.
Son olarak yoğunluğunuzun arasında vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz. Umuyoruz ki çok keyifli bir festival sürecini hep birlikte deneyimleriz.
Çok teşekkürler.


























