Oscar ödüllü yönetmen Asghar Farhadi’ye Yabancı Dilde En İyi Film ödülünü ikinci kez kazandıran film Tahran’da geçmektedir. Arthur Miller’ın “Death of a Salesman” oyununu sahneye koyan Emad ve Rana çifti yıkılmak üzere olan evlerinden apar topar çıkar ve birlikte sahneye çıktıkları bir arkadaşlarının evini kiralarlar. Eve taşındıktan sonra kendilerinden önceki kiracı hakkında pek de iyi şeyler duymazlar. Söylentilere göre daha önceki kiracı bir hayat kadınıdır ve evine gelen misafirlerin sayısı hayli fazladır. Rana bir gün evde yalnızken kimliği belirsiz bir kişinin saldırısına uğrar ve ağır bir travma geçirir. Karısının yaşadığı acıya karşın şikayetçi olmak istememesi üzerine Emad olay yerindeki delilleri değerlendirerek faili kendi yöntemleri ile yakalayıp, cezasını kendince vermeyi seçecektir. Aynı zamanda öğretmenlik yapan Emad, çevresinde çok sevilen ve saygı duyulan nazik bir öğretmenken, failin peşindeyken ve onu yakaladıktan sonraki tutumuyla görünenin dışındaki gölge tarafıyla izleyici karşısında belirecek, faille girişeceği hesaplaşma neticesinde eşiyle geri dönüşü olmayan bir yola girecektir. Film Cannes’den de eli boş dönmemiş ve En İyi Senaryo ve En İyi Erkek Oyuncu ödüllerini almıştır.