Kış mevsimi, ilkbaharın öncüsü, yazın habercisi, güzün de sonrasıdır. Güneş, her gün aynı yolu takip ederek gökyüzünü renklendirir. Her şeyin belirsiz olduğu rastlantılar ve tesadüfler zincirinde kesin olan tek şey doğumun, olgunlaşmaya, yaşlanmaya ve ölüme doğru giden bir süreç olduğudur. Yani zaman ve ona bağlı olan her şey, insan algısında doğrusal, “lineer” bir süreç ile kavranır. Peki ya bir sabah uyandığımızda güneşin doğuya doğru battığına tanık olursak? Kış, yerini güze ve sonrasında yaza bırakır; yağmur damlaları bulutlara doğru yükselirse? Jean Epstein, 1927 yılında tüm zaman algısını tersine çeviren bu fikirle yola çıkarak La glance a trois faces adlı yapımında, olayları tersine doğru gösteren, tabiri caizse ilerlemek yerine gerileyen bir sahne ile şaşırtıcı bir tekniğin ilk örneğini vermiştir. Bu örneğin üzerine sinemanın yanı sıra edebiyat sanatçıları da kurguyu tersinden anlatma yoluyla zamanla oynamaya başlamış, hatta 1978’de Harold Pinter’ın Betrayal adlı oyunu, tiyatroda sahnelenmiştir.
Zamanın yalnızca doğrusal ilerlemediği kurgusal dünyayı sanat eserine yansıtma tekniği, bu ilk ve oldukça başarılı örneklerle birlikte pek çok yazarın ve yönetmenin üslubu hâline gelmiştir. İzleyici ve okuyucu için de olayları birleştirmek, neden-sonuç ilişkisini tersine çevirerek tüm eseri sonuç-neden merceğiyle kurgulamak, sonuçtan hareketle nedeni anlamlandırmaya çalışmak, böylece zihinsel bir faaliyete dönüşmüştür.
Biraz merak, bolca dikkat ve bulmaca kabiliyetiyle sizi âdeta bir bulmaca oyununa davet eden 10 filme göz atalım. Hazırsanız tersten sayıyoruz: Üç, iki, bir, stop!
10- 500 Days of Summer (2009)
9- The Prestige (2006)
8- Eternal Sunshine of the Spotless Mind (2004)
7- Identity (2003)
6- Irréversible (2002)
5- Donnie Darko (2001)
4- Memento (2000)
3- Peppermint Candy (1999)
2- The Sweet Hereafter (1997)
1- Two Friends (1986)