Bu yıl Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’nin sahibi olan Anora‘dan uluslararası fragman paylaşıldı.
2017 yapımı The Florida Project ile dikkatleri üstüne çeken yönetmen Sean Baker, son filmi Anora ile Cannes Film Festivali’nin büyük ödülü Altın Palmiye’yi kazanmıştı. Film, Brooklyn’li genç bir seks işçisi olan Anora’yı merkezine alıyor. Anora, New York’un Rus nüfusunun yoğun olduğu niş bir semtindeki bir striptiz kulübünde çalışır. Rusça konuşabilme yeteneğine sahip olduğundan, patronu Jimmy onu sık sık Rusça konuşan müşterileri eğlendirmek için ayarlar. Bir gece, güçlü bir Rus oligarkın oğlu olan Vanya ile tanışır ve ikisi arasında anında bir bağ oluşur. Ancak ilişkileri ilerledikçe Vanya, Anora’ya bir Amerikan vatandaşıyla evlenmediği sürece ABD’de daha fazla kalamayacağını itiraf eder. İkili aceleyle bir karar alır ve evlenirler. Evlendikleri haberi Rusya’ya ulaştığında, Vanya’nın ailesi evliliği iptal ettirmek için New York’a doğru yola çıkar. Bu son gelişmeler Anora’nın hayatını tehlikeye sokar.
Once Upon a Time… In Hollywood ve 2022 yapımı Scream gibi filmlerden kendisine aşina olduğumuz Mikey Madison, filmin baş karakteri Anora’yı canlandırıyor. Anora’nın sevgilisi Ivan “Vanya” Zakharov rolünde de Rus aktör ve yönetmen Mark Eidelshtein’ı izleyeceğiz. Aleksei Serebryakov, Darya Ekamasova ve Ella Rubin de filmin kadrosunda yer alıyor.
Baker, önceki projelerinde yaptığı gibi Anora‘yı da yazıp yönetti. Alex Coco, Samantha Quan ve Baker filmin yapımcılığını üstleniyor. Anora‘nın yönetici yapımcıları arasında Ken Meyer, Clay Pecorin, Glen Basner, Alison Cohen ve Milan Popelka bulunuyor.
“Buraya Ulaşmak Hayatımın Hedefiydi”
77. Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye’yi almak için sahneye çıkan Sean Baker, ödülü geçmiş ve şimdiki tüm seks işçilerine adayarak konuşmasına şu şekilde devam etti: “Buraya ulaşmak hayatımın hedefiydi. Bu gece bundan sonra ne olacağını düşünmem gerekecek.”
Daha önce Tangerine ve Red Rocket gibi harikalar çekmiş olan Baker, 21 yarışmacı eser arasından ödülü aldı. Anora, festivalde Francis Ford Coppola ve David Cronenberg’in eserlerini geride bıraktı.