Müzikal filmler, sinemanın büyüsünü müziğin duygusal gücüyle buluşturan; izleyiciyi hem görsel hem de işitsel bir yolculuğa çıkaran özel yapımlardır. Bu türden filmler, karakterlerin varoluşlarını aynı zamanda şarkı ve danslarla ifade ettikleri bir dünyanın kapılarını aralar. Müzikaller, bize yalnızca bir hikâye anlatmaz, o hikâyeyi hissettirir, yaşatır ve çoğu zaman ekrandan taşarak zihinlerde iz bırakır.
Bu listede yolu Broadway’den geçmiş müzikal uyarlamalarından fantastik ya da belgesel müzikallere, klasiklerin ve modern başyapıtların bir arada olduğu bir seçki sunmayı amaçladık. Her filmin ses getiren ve akıllarda yer eden şarkılarından bazılarını bağlantılar aracılığıyla dinleyebileceğiniz bu yazı için, şimdiden iyi okumalar.
 Mamma Mia! (Yön. Phyllida Lloyd, 2008)
Mamma Mia! (Yön. Phyllida Lloyd, 2008)
Kurgusal Yunan adası Kalokairi’de geçen Mamma Mia!’da (2008) güneşli bir yaz gününde evlenmek üzere olan Sophie, gizemli babasını bulmak üzere annesi Donna’nın geçmişinden üç adamı düğününe davet eder. Bir yandan durumdan habersiz olan Donna için geçmişin anıları ve duyguları canlanırken bir yandan da herkesin birbiriyle olan ilişkileri sınanır ve aşkın öngörülemezliği bir kez daha hatırlanır.
İsveçli ünlü müzik grubu ABBA’nın Dancing Queen ve Mamma Mia gibi başyapıtlarının canlılık ve enerji kattığı film, çeşitli festivallerde ilgiyle karşılanarak izleyici seçimi ödüllerine layık görülmüştür. Meryl Streep, Colin Firth ve Amanda Seyfried gibi yıldızların başrollerini paylaştığı bu iç ısıtan Akdeniz filmi, müziğin görsel bir devinime dönüştüğü etkileyici bir seyir zevki sunmaktadır.
 Wicked (Yön. Jonathan Murray Chu, 2024)
Wicked (Yön. Jonathan Murray Chu, 2024)
Büyülü Oz Diyarı’nda genç Elphaba, yeşil tenli olarak doğmuş olmaktan ötürü çevresindekiler tarafından hayatı boyunca ayrımcılığa uğramıştır. Popüler ve hırslı Galinda ise yaşamda sahibi olduğu geniş olanakların ayrıcalığı ile hep en başarılı ve istediğini elde eden biri olmaya alışmıştır. İlk kez başladıkları Shiz Üniversitesi’nde istemeyerek de olsa oda arkadaşı olmaları sonucu bu birbirinden çok farklı iki karakter beklenmedik bir dostluk kurar. Hayallerinin peşinde koştukları, süreç içinde gittikçe ortaklaşan yolun sonunda Elphaba, bir dönüm noktasıyla karşı karşıya kalır: Sistemin bir parçası olmaya devam mı etmeli, yoksa değerlerinin yol göstericiliğinde doğru olan için mücadele mi etmelidir?
L. Frank Baum’un 1900 tarihli başyapıtı Oz Büyücüsü’nün yeniden tasarlanmasıyla yazılan ve uzun süredir dev yapımlar ile Broadway’de sahnelenmekte olan Wicked müzikalinin ilk perdesinin beyazperdeye olan bu uyarlamasında, Defying Gravity gibi hitler ile Cynthia Erivo ve Ariana Grande’nin nefes kesen performansları dikkat çekmektedir.
 Les Misérables (Yön. Tom Hooper, 2012)
Les Misérables (Yön. Tom Hooper, 2012)
Victor Hugo’nun klasik romanından uyarlanan epik müzikal drama türündeki Les Misérables (2012), bizleri 19. yüzyıl Fransa’sına götürür. Şartlı tahliye kurallarını ihlâl etmesinin ardından özgürlük arayan eski bir mahkûm olan Jean Valjean’ın hayatı, Fantine isimli bir kadın ve kızı Cosette ile kesişir. Valjean, Fantine’in yoksulluk içindeki ölümünden sonra Cosette’e bakım verir. Yıllar sonra Cosette’in genç bir devrimci olan Marius’a âşık olmasıyla olaylar gelişir.
Adalet, aşk ve umut kavramlarını ele alışıyla Sefiller’i tüm görkemiyle beyazperdeye taşıyan film hem yıldız oyuncu kadrosu hem de Who Am I? ve I Dreamed A Dream gibi akıllarda yer eden müzikleriyle dikkati çeker. Dünya çapında birçok film festivalinden ödüllerle dönen film, Anne Hathaway ve Hugh Jackman’a Akademi Ödülü de kazandırmıştır.
Bohemian Rhapsody (Yön. Bryan Singer, Dexter Fletcher, 2018)
Efsanevi İngiliz rock grubu Queen ve ikonik solisti Freddie Mercury’nin yaşamı ve yükselişini konu edinen Bohemian Rhapsody (2018), biyografik bir müzikal dramadır. Freddie’nin genç ve hırslı bir sanatçıdan küresel bir süperstara dönüşme yolculuğunda kimlik, şöhret ve ilişkilerle mücadelesini de inceleyen film, Queen’in 1985 yılında Live Aid’deki nefes kesen performansıyla doruk noktasına ulaşır. Queen’in The Show Must Go On gibi en büyük hitlerinden pek çoğunu içeren film, Mercury’nin yeteneğini ve grubun mirasını kutlarken, böylesine bir yaşamın bedelleri üzerine de izleyiciyi düşündürmeyi başarır. Baş döndüren Freddie Mercury performansıyla Rami Malek’e “En İyi Erkek Oyuncu” dalında hem Altın Küre hem de Akademi Ödülü kazandıran film bizleri, müziğin ölümsüz gücünü ve bir insanın kendi sesini bulduğunda dünyayı nasıl değiştirebileceğini anımsatan büyüleyici bir yolculuğa çıkarır.
  Cats (Yön. Tom Hooper, 2019)
Cats (Yön. Tom Hooper, 2019)
Cats (2019), Andrew Lloyd Webber’ın sahne müzikalinden uyarlanan ve T.S. Eliot’ın Old Possum’s Book of Practical Cats adlı eserinden esinlenen bir fantastik müzikal filmidir. Hikâye, Jellicles adlı bir grup kedinin bir gece Jellicle Balosu için bir araya gelişini konu alır. Bu baloda bilge lider Yaşlı Deuteronomy, yeni bir hayata yeniden doğmak üzere aralarından bir kediyi seçecektir. İkonik Memory şarkısını seslendiren Grizabella dahil olmak üzere her kedi kendini müzik ve dans yoluyla tanıtarak hikâyesini paylaşır.
Popüler kültürde sevilen ve ilgi çeken bir yer edinen bu müzikal uyarlaması özellikle yıldızlarla dolu oyuncu kadrosu ile ön plana çıkar. Cats, görselleri ve film tonu nedeniyle karmaşık eleştiriler alsa da bu türden filmler arasında dikkate değer bir yapıt olarak yerini almaktadır.
 Tick, Tick… Boom! (Yön. Lin-Manuel Miranda, 2021)
Tick, Tick… Boom! (Yön. Lin-Manuel Miranda, 2021)
1990 yılının New York’unda geçen film, Jonathan Larson’ın otuz yaşına gelmeden önce çığır açan bir müzikal yazmak için verdiği mücadeleyi konu alır. Sanata olan tutkusu, maddi sıkıntılar ve partneri Susan ile en yakın arkadaşı Michael ile ilişkileri arasında denge kurmaya çalışan Jonathan, geleceği hakkında şüphelerle karşı karşıya kalır. Enerjik şarkıları ve içten hikâye anlatımıyla film, yaratıcılığı olduğu kadar belirsizliği ve hayallerine ulaşmak için zamanın tükenmesine dair kaygıyı ustalıkla ele almaktadır.
Tick, Tick… Boom! (2021), Puccini’nin La Bohème adlı operasından uyarlanan bir rock müzikali olan Rent’in bestecisi Jonathan Larson’un yarı otobiyografik hikâyesini anlatmaktadır. Film, başrol oyuncusu Andrew Garfield’a pek çok ödül ve adaylığın yanı sıra “En İyi Erkek Oyuncu” dalında Altın Küre kazandırmıştır.
 La La Land (Yön. Damien Chazelle, 2016)
La La Land (Yön. Damien Chazelle, 2016)
La La Land (2016) tutkulu bir caz müzisyeni olan Sebastian ile gelecek vadeden yetenekli bir oyuncu olan Mia’nın aşıklar şehri Los Angeles’ta hayallerinin peşinden koşarken birbirlerine âşık olmalarını konu alır. Kariyerleri gittikçe ilerlerken, hırsları ve yapmaları gereken kişisel fedakârlıkları onları birbirinden ayırmaya başlar. Göz kamaştırıcı müzik, dans ve canlı görsellerle dolu film, hayallerinin peşinden gitmenin hem güzelliğini hem de yürek burkan yanlarını ekrana taşırken aşkın ve hırsın her zaman aynı çizgide ilerleyemeyebileceğini, ancak her ikisinin de kim olduğumuzu şekillendirdiğini gözler önüne serer.
Başrollerinde Emma Stone ve Ryan Gosling’in oynadığı bu romantik müzikalde bir diğer başrol de City of Stars şarkısıyla sembolize edilen Los Angeles’tır. Büyüleyici olduğu kadar gerçekçi tonuyla da zihinlerde yer eden La La Land, pek çok prestijli festivalden ödülle dönerken 89. Akademi Ödülleri’nde Damien Chazelle’e “En İyi Yönetmen”, Emma Stone’a ise “En İyi Kadın Oyuncu” ödüllerini getirmiştir.
 
 
 
	    	














 
				













