Cüneyt Cebenoyan – Sinema Yazarı (Jeremy, Arthur Barron, 1973)
Jeremy’yi seyrettiğimde filmin kahramanıyla aşağı yukarı aynı yaşlardaydım (14-15 gibi). Ben de Jeremy gibi müzikle yatıp, müzikle kalkıyordum. Ama müziğin yanında bir de kız olsa hiç fena olmazdı. Nerdeee? Okuduğum erkek lisesinde, bir sevgili edinme ihtimalim yok gibiydi. Yine de bir yaz tatilinde, Almancı bir kızla bir aşk yaşadım, öpüştük. Sonra gitti. Bir daha da görmedim Figen’i. Sonra yıllarca başka bir kızın eline de değmedi elim. Jeremy’yle çok özdeşleşmiştim seyrederken. Onun beceriksizlikleri, sonunda kızla birlikte olmayı başarması, kızın sonunda başka kente göç etmesi. Bu yaştaki erkeklerin hikayelerini anlatan başka bir film görmemiştim, hala da Jeremy gibi bir başka film gördüğümü hatırlamıyorum. Jeremy’nin sevgilisinin sütyeninin kopçasını açarkenki beceriksizliği ne kadar doğrudur! “Kadın şeyleri” karşısındaki erkek beceriksizliği filmlerde pek görülmez. Giysiler buharlaşıp yok olurlar, sevişme söz konusu oldu mu. Ve tabii Glynnis O’Connor’ın beyaz sütyeni. Yıllarca rüyalarımı süslemişti o soyunma sahnesi. Valla bilmem, yeni kuşaklar beğenir mi ama benim için Jeremy çok özel bir filmdi, öyle de kalacak. Figen ve Glynniss sizi seviyorum.
Bunuel. In bu filmini izledim gizemli bir sebepten olduğu yerde kalan insanların pozitiften negatifenasıl dönüştüğünü tüm gerçekliğile yansıtmış..sürükleyici gizemli ve gerçekçi aynı zamanda.
İzleyebileceğimiz bir site var mı , ben bulamadım?
Eski bir film….Pera Müzesi. nde film festivalinde gösterimi yapıldı.