1. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (2004)
Ahmet Uluçay’ın bu ilk uzun metraj filmi hakkında söylediği, “Korkuyorum birisi bir şey derse, ölürüm gibi geliyor.” cümlesi yönetmenin hikâyesini bilen için de bilmeyen için de kalbe güzel, ama endişeli tohumlar bırakıyor. Film, bir köydeki karpuzcu ve berberin yanında çıraklık yapan iki arkadaşın film çekme ve köye sinema getirme tutkusu beraberinde yaşadıkları olayları konu ediniyor. Yönetmenin 2004 yılında neredeyse kendi imkânlarıyla tamamladığı filmde yönetmen, kendi hayatından ve sinemaya olan tutkusundan da bahsediyor. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak, maddi yetersizliklerden dolayı her ne kadar sesini duyuramamış bir film olsa da gerçekçiliği ve sıcaklığı ile çocukluğu, köy hayatını ve sinema tutkusunu çok güçlü anlatabilen bir film.
Bu liste bana çok sevdiğim filmlerden biri olan ‘The Beat That My Heart Skipped (Kalbim bir an durdu)’ 2005 yapımı filmi anımsattı. Orada da müzik/piyano tutkusu var diyebiliriz.