İspanyol yönetmen Julio Medem imzalı yapım, Otto ve Ana’nın birbirlerine karşı duydukları aşkı, tesadüfler, rastlantılar ve aralarına giren uzun yıllar üçgeninde alışılagelmiş romantik filmlere nazaran öznel bir anlatım tekniğiyle yansıtmaktadır. Otto’nun annesi ile babası kendisi küçük yaştayken ayrılmıştır, aynı durum Ana için de geçerlidir. Otto her gün okul çıkışında babası ile eve bırakılmakta, Ana ise annesi ile birlikte her gün okul çıkışı eve gitmektedir. Otto’nun küçük yaşta aşık olduğu Ana’nın ismini dahi öğrenmek için vermiş olduğu çaba, filmin geneline hakim olan “kader” sayesinde olumlu sonuçlanacak ve yan yana aynı koltukta uzun yıllar konuşmadan, zaman zamansa sessizliklerini bozarak okuldan eve beraber gitmeye başlayacaklardır. Kutup çizgisinin geçtiği Laponya’da bulunan kır evi ise güneşin hiç batmadığı ve en uzun gündüzün yaşandığı günde aralarına giren uzun yıllara rağmen buluşmaları an meselesidir. İspanyol müzisyen Alberto Iglesisas’a ait müzikleri ile birlikte yapım yer yer senfonik bir aşk öyküsüne dönüşmektedir.