Straw Dogs (1971, yön: Sam Peckinpah)
Uygarlık ve barbarlığın hararetli kavgası, iki zıt anlayışın birbirine duyduğu düşmanlıktan mı ibarettir? Eğer öyleyse uygar bir Amerikalı olan David, barbarlığın kalbinde huzur bulmaya çalışırken nasıl kontrolünü kaybedip bir vahşiye dönüşür? Sam Peckinpah’ın 1971 tarihli kült filmi Straw Dogs, vahşi olanla ehlileştirileni birbirine düşürmekten kaçınmazken, günümüz uygarlığının yaratıcı gücü ve şiddeti, ona dokunan herkesi eline yüzüne bulaştırır. Fakat film boyunca asıl mesele uygar ile barbarın kavgası değil, David’in içindeki barbarı ezme çabalarının onun dönüşümüne nasıl etki ettiğidir. David’in öyküsü, Amerikan medeniyetinin pamuk ipliğine bağlı bedeninin çöküş öyküsüdür.
Badlands (1973, yön: Terrence Malick)
Heyecanlı bir delikanlı Kit, soğuk ve güzel bir genç kadın Holly; birbirlerine âşık olurlar ve birlikte kaçarlar. Onların kaçışındaki bu sıradanlık ve masumiyet, şirin bahçeli banliyö evlerinden çorak arazilere giden yol boyunca aldığı darbelerle paramparça olur. Şiddet, aralarındaki aşkı korumak adına Kit’in elindeki en değerli araç hâline gelir. Holly ise Kit’in işlediği cinayetleri her seferinde soğukkanlılıkla karşılar, belalı bir erkekle birlikte olmanın tadını, bu eşsiz romantizmi yaşamının en güzel günleri olarak kendine saklar. Badlands, sınırsızlığın içine sıkıştırılmış maceralı bir haftanın, kendine ait bir öyküsü olmayan Holly tarafından tüm hayata yayılmasıdır.
Deniz Berk Sayınhan