Martin Scorsese, çizgi roman filmlerinin yükselişiyle mücadele ettikleri için Christopher Nolan ve Safdie kardeşler gibi yönetmenlere şükranlarını sunuyor.
Martin Scorsese süper kahraman filmleri hakkında olumsuz düşüncelerini yıllardır dile getiriyor ve Marvel filmlerini “sinema olmayan”, “tema parkları” olarak nitelendiriyor. Killers of the Flower Moon filminin yönetmeni, verdiği son röportajda içeriğin yükselişi karşısında Hollywood’u “kurtarabilecek” modern sinemanın öncüleri olan yönetmenleri işaret etti.
Scorsese, süper kahraman filmleri hakkında şunları söyledi: “Buradaki tehlike bunun kültürümüze yaptığı şey, çünkü artık filmlerin sadece bunlardan ibaret olduğunu düşünen nesiller olacak. Zaten böyle düşünüyorlar, bu da bizim daha güçlü bir şekilde karşı koymamız gerektiği anlamına geliyor. Ve bu mücadele tabandan gelmeli. Film yapımcılarının kendilerinden gelmeli. Safdie kardeşler ve Chris Nolan’a sahip çıkacaksınız, ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Çünkü sinemayı kurtarmak zorundayız.” Martin Scorsese, Marvel ve DC de dahil olmak üzere çizgi roman filmlerinin yükselişiyle mücadele ettikleri için Christopher Nolan ve Safdie kardeşler gibi sinemacılara teşekkür ediyor.
Scorsese sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretilen içeriğin gerçekten sinema olmadığını düşünüyorum. Bu neredeyse yapay zekanın film yapması gibi bir şey. Ve bu, güzel sanat eserleri yapan harika yönetmenleriniz ve özel efekt çalışanlarınız olmadığı anlamına gelmiyor. Ama bu ne anlama geliyor? Bu filmler size ne verecek? Bir şeyi tüketmek ve sonra onu zihninizden, tüm vücudunuzdan yok etmek dışında… Anlıyor musunuz? Bir filmle bir şey söylemek zorundasınız. Aksi takdirde, onu yapmanın ne anlamı var? Bir şeyler söylemeniz gerekir.”
“Stüdyolar Bireysel Sesleri Desteklemiyor”
Martin Scorsese, yarım asırdan uzun bir süredir film yapıyor ve o günden bugüne Hollywood‘un ve stüdyo sisteminin büyük ölçüde değiştiğini kabul ediyor. “Endüstri bitti. Başka bir deyişle, benim de bir parçası olduğum endüstri, neredeyse 50 yıl öncesinden mi bahsediyoruz? Bu, 1970 yılında sessiz film çeken birine ‘Sence ne oldu?’ demek gibi bir şey” diye düşüncelerini paylaşıyor.
Usta yönetmen stüdyoların “artık kişisel duygularını ya da kişisel düşüncelerini ve duygularını büyük bir bütçeyle ifade eden bireysel sesleri desteklemekle ilgilenmediklerini” söyledi. “Ve şimdi olan şey, bunu bağımsız dedikleri şeylere indirgemiş olmaları.”
Elif Aslan