“Şu kanlı zalimin ettiği işler
Garip bülbül gibi zar eyler beni
Yağmur gibi yağar başıma taşlar
Dostun bir fiskesi yaralar beni
Dar günümde dost düşmanım bell’oldu
On derdim var ise şimdi ell’oldu
Ecel fermanı boynuma takıldı
Gerek asa gerek vuralar beni
Pir Sultan Abdal’ım can göğe ağmaz
Hak’tan emrolmazsa ırahmet yağmaz
Şu ellerin taşı hiç bana değmez
İlle dostun gülü yaralar beni”
Pir Sultan’dan feyz alıp, adalet dağıtmak için Istanbul’a medrese okumaya giden Hızır Paşa, eğitimini tamamlayıp Sıvas Valisi olduktan sonra adalet dağıtmak şöyle dursun, halka zulmetmeye girişir. Bir zamanlar müridi olduğu Pir Sultan ise şimdi en büyük düşmanıdır. Hızır Paşa, Osmanlı’ya karşı Safevî Devleti’ni desteklediği gerekçesi ile Pir Sultan’ı dar ağacına göndermek ister. Pir Sultan’ı affetmek için ise tek şartı vardır: Pir Sultan’ın içinde ‘Şah’ kelimesi geçmeyen üç deyiş söylemesi gerekir. Pir Sultan, Hızır Paşa’nın isteğini yerine getirmez ve “Açılın kapılar Şah’a gidelim” deyişini söyler. Hızır öfkeden kudurur, artık Pir Sultan’ı astırması da kâfi gelmeyecektir. Dar ağacına giden yola halkı toplar, Pir Sultan’a taş atmaları için hepsini kırbaçtan geçirir. Halkın, Pir Sultan’ı taşlamaya eli gitmez lâkin Hızır azgındır. İstemeye istemeye taşları atarlar ancak içlerinden bir dostu Pir Sultan’a taş atmaya kıyamaz, gül atar. İşte o zaman Pir Sultan yukarıdaki deyişi söyler. Yağmur gibi başına yağan taşlar incitmez de dosttan gelen tek bir gül yakar Pir’in ciğerini. Dosta dair acı bir hikâye ile söze başladık ancak listemiz acıklı değil, umutlu ve mutlu dost hikâyeleri barındırır. İyi seyirler…
Hayao Miyazaki Usta’nın sonradan Studio Ghibli’nin maskotu olan Totoro’yu yarattığı Japon animasyon filmidir. Filmin yönetmenliğinin yanı sıra senaryosu da Hayao Miyazaki’ye aittir.
İki küçük kız kardeş olan Satsuki ve Mei hastanede yatan annelerine daha yakın olmak için babalarıyla birlikte kırsalda bulunan eski bir eve taşınırlar. Satsuki ve Mei daha ilk günden evi kendine mesken tutan ruhların farkına varırlar. Ancak bu yeni evde babalarıyla birlikte mutlu olmaya başlamalarıyla birlikte bu ruhlar evi terk eder. Mei bir gün evlerinin yanındaki kırda gezerken çimenlerin arasında bir çift kulak görür ve onu takip eder. Bu kulaklar Mei’yi iyi yürekli koruyucu Totoro’yla tanıştıracaktır. Mei, Totoro ve ailesiyle tanışmıştır. Ancak ne yazık ki Totoro’yu ondan başka görebilen biri yoktur. Satsuki ve Mei yağmurlu bir günde babalarının işten dönmesini beklerken birden Totoro belirir ve Satsuki de ilk kez Totoro’yu burada görür. Totoro artık bu iki küçük kızın koruyucusudur. Küçük kızların anneleri iyileşip de evlerine döndükten sonra da Totoro ve arkadaşları Satsuki ve Mei’nin görünmez kahramanları olacaktır.
A Walk In The Woods (2015)
Bill Bryson, karısı Catherine ile bir cenaze törenine katıldıktan sonra kısa bir yürüyüşe çıkar. Yaşının hayli ilerlemiş olması ve artık tanıdığı kimselerin cenazelerine gitmeye başlaması Bryson’ı gençliğinde gerçekleştirdiği uzun yolculukları tekrar yapabileceğine inandırır. Böylelikle yaşlı adam, Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu yakasını boydan boya kesen 3500 kilometre uzunluktaki patikayı tek başına yürüyebileceğini ve hayata sımsıkı tutunduğunu kendi kendine kanıtlamayı amaçlar. Ne var ki Bryson bu yolculuk için karısı Catherine’den izin koparamayınca bir yol arkadaşı edinmek zorunda kalır. Bryson bir anda kendini baş belası lise arkadaşı Stephen Katz’la aynı yolda bulur. Her ne kadar arkadaşlıkların temeli hoş bir geçmişe dayanmasa da yol öğretir ve ikiliyi birbirine bağlar. Filmin yönetmeni Ken Kwapis iken başrollerinde Robert Redford ve Nick Nolte vardır.
The Bucket List (2007)
Milyoner Edward Cole ile araba tamircisi Carter Chambers’ın hayatları, kanser olduklarını öğrenmelerinin ardından bir hastane odasında kesişir. O andan itibaren artık yalnızca yaşamları boyunca yapmayı istedikleri şeyleri gerçekleştirmeye karar veren ikili, uzun sürecek bir yolculuğa çıkar. Cole ve Chambers henüz yeni tanışmış olsalar da önlerindeki sayılı günlerin varlığı iki yabancı arasında derin bir arkadaşlık kurulmasını sağlar. Filmin başrollerinde Jack Nicholson ve Morgan Freeman bulunmaktadır.
Arkadaşım Şeytan (1988)
İngiliz şair ve yazar Christopher Marlowe’un The Tragical History of the Life and Death of Doctor Faustus adlı eserinden uyarlanan filmin yönetmen koltuğunda Atıf Yılmaz otururken başrollerde Ali Poyrazoğlu ve Mazhar Alanson yer alır.
Fatih, tutunamamış bir müzisyendir. Bir akşam, çalıştığı bardan çıktıktan sonra yolda aylak aylak yürürken bir gelinlik dükkânının önünde durur. Vitrindeki manken ilgisini çeker ve onunla konuşmaya başlar. Fatih o kadar naçardır ki cansız mankene mesleğinde başarılı olabilmek için gerekirse ruhunu şeytana satabileceğini söyler. Tam da o an dileği kabul edilir ve şeytanı karşısında bulur. Şeytan, Fatih’in ruhunu bir yumurtaya hapsetmesi karşılığında Fatih’in isteklerini bir bir gerçekleştirir. Önce Fatih’e bir orkestra kurar, ardından vitrinde görüp beğendiği mankene can verir. Ne var ki Fatih’le olan yol arkadaşlığı sırasında Şeytan, insanlardan türlü türlü şeytanlıklar görür. Öyle ya insanlar kötülükte o kadar ilerlemişlerdir ki Şeytan’a pabucunu ters giydirirler!
Intouchables (2011)
Aristokrat Philippe, yamaç paraşütü yaparken geçirdiği kaza sonucunda felç kalarak boynundan aşağısını kullanamaz duruma gelir. Artık ona yedi gün yirmi dört saat bakacak birini bulması gerekmektedir. Hapishaneden yeni çıkan Driss bu işin taliplisi olunca birbirinin tamamen zıttı iki karaktere sahip Philippe ile Driss’in o güne kadar tanıyıp bildikleri hayatları bambaşka bir hâl alır. Fransız sinemacılar Olivier Nakache ve Éric Toledano’nun beraber yazıp yönettiği filmin başrollerinde François Cluzet ve Omar Sy bulunur.
Mary, sekiz yaşında ve yalnız Avustralyalı küçük bir kız çocuğudur. Alkolik bir anne ve ilgisiz bir babaya sahip olan Mary’nin dünyaya dair merak ettiği meseleleri konuşabileceği bir arkadaşa acilen ihtiyacı vardır. Postaneye gittiği bir gün orada New York adres defterini görmesi ile içinden rast gele belirlediği Max Jerry Horowitz adındaki kişiyi kendine mektup arkadaşı olarak seçer. Amerikalı Max ise kırk dört yaşındadır ve Asperger sendromu nedeni ile dış dünyayı anlamakta ve çevresi ile iletişim kurmakta zorlanmaktadır. Önceleri Mary’nin mektubu ile ne yapacağını bilemeyen Max, zamanla Mary’nin küçük ve sevimli dünyasına adım atar. Filmin yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajı olan Adam Elliot oturmaktadır.
The Boy In The Striped Pyjamas (2008)
Mark Herman’nın yönettiği ve John Boyne’un aynı adlı romanından uyarlanan filmde, babasının işi nedeniyle Berlin’den Polonya’ya taşınan sekiz yaşındaki Bruno’nun burada kurduğu ilginç arkadaşlığı konu edinir. Bruno’nun annesi bu arkadaşlığa karşıdır çünkü bu arkadaşlık nedeni ile küçük oğlunun komşu arazilerinde yaşananları öğrenmesinden endişe etmektedir. Zira Bruno ve ailesi bir buçuk milyon Yahudi’nin öldürüldüğü Auschwitz toplama kampına komşudur. Bruno ancak teller ardından görüşebildiği çizgili pijama giyen arkadaşı ile dehşet bir dünyanın içinde en masum oyunları oynar. Başrollerde Asa Butterfield, Vera Farmiga, David Thewlis ve Jack Scanlon bulunmaktadır.
Edna adındaki genç kadın doğum yaptıktan sonra çocuğunun babası tarafından terk edilir. Yalnız başına çocuğunu büyütemeyeceğini düşünen Edna, onun iyi bir yaşamının olması için zengin birine ait bir malikânenin önünde duran arabanın içine küçük bebeğini bırakır. Edna çok geçmeden yaptığına pişman olup oğlunu almak için geri dönse de arabanın çalındığını öğrenmesi ile Edna’nın dünyası başına yıkılır. Öte yandan iyi bir yaşamı olsun diye zengin bir kapıya bırakılan küçük Jack araba hırsızları tarafından fark edilince yoksul bir mahallede arabadan indirilir. Jack’in karşısına bu kez, sonraki beş yıl boyunca can yoldaşı hâline gelecek olan Charlie çıkar. Ne ki bu sürenin sonunda Jack hastalanır. Onu muayene eden doktor, Charlie’nin Jack’in babası olduğundan şüphe eder ve durumu yetkililere bildirir. Jack ve Charlie’nin ayrılmasına neden olan olay, büyük bir mutluluğa vesile olacaktır. Filmin aynı zamanda senaristi ve yönetmeni olan Charles Chaplin’e Jackie Coogan ve Edna Purviance eşlik eder.
Toy Story (1995)
Andy, her çocuk gibi oyuncakları ile zaman geçirmekten çok hoşlansa da içlerinden bir tanesi onun için çok kıymetlidir. Şerif Woody adlı bu oyuncak, diğer oyuncaklar arasında hegemonyasını açıkça ilân etmiştir. Ne var ki Şerif Woody’nin pabucu Buzz Lightyear adlı yeni bir oyuncak Andy’e hediye edildiğinde dama atılır. Woody’nin yaşadığı travma, bir gün Buzz yanlışlıkla pencereden düşünce ikiye katlanır. Zira diğer bütün oyuncaklar bu işi Woddy’nin yaptığından şüphelenir. Woody, kendine yöneltilen ithamlardan kurtulabilmek için Buzz’ın arkasından giderek onu geri getirmeye karar verir. Fakat ikiliyi dış dünyada büyük tehlikelerle dolu maceralar bekler.
Serinin 1999, 2010 ve 2019 yıllarında olmak üzere üç adet devam filmi vardır.
Ice Age (2002)
Yirmi bin yıl önce dünyamız buzul çağına girmektedir. Gezegendeki hayvanlar ise soğuktan korunmak için güneye göç etmektedir. Lâkin göç kervanından ayrılan iki kişi vardır. Yalnızlığa bayılan mamut Manfred ve tembel hayvan Sid. Manfred, Sid’den kurtulmanın yollarını ararken kadroya bir de kaplan Diego katılır. Diego’nun bu grubun bir parçası olmak gibi bir niyeti olmasa da buldukları bir insan yavrusunu anne babasına kavuşturma amacı, kadroyu istemeye istemeye de olsa bir arada tutar.
Serinin 2006, 2009, 2012 ve 2016 yıllarında olmak üzere dört adet devam filmi vardır.
Thelma and Louise (1991)
Ridley Scott’ın da en iyi işlerinden kabul edilen ve 90’lar feminist filmlerinin liste başı olan bu filmde efsane aktör Susan Sarandon’a bir diğer efsane Geena Davis eşlik eder. Film dostluk için icabında kurşun atıp kurşun yemenin ne demek olduğunu gösteren bir nişane mahiyetindedir.
Arkansaslı bir garson olan Louise erkek arkadaşından bıkmıştır ve bir hafta sonu kaçamağı için yine bir erkek şiddetinden çekmekte olan arkadaşı Thelma’yı ayartır. Birlikte araba yolculuğuna çıkan ikili daha ilk mola yerinde çetin bir olayla sınanır. Biraz içip rahatladıkları bir barın otoparkında Thelma’ya tecavüze teşebbüs eden adamı son anda yetişen Louise öldürmek zorunda kalır. Polisin asla kendilerine inanmayacağını düşünen iki kadın bir anda kanun kaçağı konumuna düşer. Polisten kaçtıkça, kendilerini daha da büyük bir batağa saplayan iki kadın için yol Grand Canyon’da son bulacaktır. Burada iki yoldan birini seçecek olan ikili hafızalara kazınan sonla kendilerine sinema tarihinde görkemli bir yer edinir.