19 Milyon dolarlık masrafının 21 katı hasılat elde ederek gelmiş geçmiş en büyük gişeyi yapan filmlerden biri olarak sinema tarihine adını yazdıran Back to the Future‘daki beklenen “gelecekteki gün” geldi çattı.
Marty McFly ve Dr. Emmett Brown filmde zaman makinesiyle 1984 yılından 31 yıl sonrasına, yani 2015 yılına gitmişlerdi. Tarih ise 21 Ekim’i göstermekteydi.
Serinin şu anda hayatta olan takipçileri Geleceğe Dönüş 2’nin hangi öngörülerinin doğru çıktığını hangilerinin çıkmadığını zaten ilk elden biliyorlar. Ancak biz yine de size bir derleme yaparak öngörüler ile bugünü karşılaştırarak beyin jimnastiğinize katkıda bulunmak istedik.
Ama gelin önce hep beraber filmdeki o anı hatırlayalım
Astral Seyahatler: Gerçekleşmedi
“Gideceğimiz yere gitmek için, yola ihtiyacımız yok…”
Maalesef bu öngörü gerçekleşmedi. Uçan otomobiller her zaman ufukta göründü. Boston merkezli Terrafugia örneğin, 2012 yılında böyle bir model çıkaracağı taahhüdünde bulunmuştu. Ama bu hala başarılamadı.
Dikey Kalkışlar: Gerçekleşti
Film, dikey kalkışların olağan hale geleceği konusunda fazlaca iyimser olmasına rağmen bunu doğru tahmin etti.
Sessiz Motorlar: Gerçekleşti
Toyota Prius 2010
Filmdeki otomobillerin seslerine kulak verdiğinizde, Toyota’nın Prius modeli ve diğer elektrikle çalışan otomobillerde alıştığımız hemen hemen tamamen sessiz motor hırıltısını işitiyorsunuz.
Çöpten Enerji Elde Etme: Gerçekleşmedi
Çöpleri otomobilin enerji dönüştürücüsüne atmak ise hâlâ bir hayal olmaya devam ediyor.
Ama taşıtlarda enerjiyi artık maddelerle sağlama konusunda bir takım girişimler de yok değil.
İngilitere’nin Bristol ve Bath kentlerinde, enerji kaynağı olarak atılmış yiyecekler ve kanalizasyon atıkları kullanılan otobüsler çalışmaya başladı. Başka yerlerde de tarımsal atıkların akaryakıta takviye olarak kullanılması yönünde dönüştürme girişimlerinde bulunuldu.
Parmak İzi ile Ödeme: Gerçekleşti
Biff’in taksi ücretini baş parmağı iziyle ödemesi de, günümüzde Uber, Hailo, Lyft ve diğer birçok taksi şebekesini nakit ödeme yapmaksızın kullanma şeklimizden çok farklı değil.
Uçan Kay Kay: Gerçekleşiyor
Filmdeki ünlü uçan kaykay takibi bile tamamıyla saçma görünmüyor.
Lexus, Ağustos ayında kendi uçan kaykayının sunumunu yapmış; yakınlarda da kaykaycı Tony Hawk, mıknatıs tabanlı benzer bir mekanizmayla çalışan rakip kaykay Hendo’yu denerken görüntülendi.
Akıllı Giysiler: Gerçekleşiyor
Teknoloji dünyasının günümüzde giyilebilir cihazlara düşkünlüğü, Marty’nin konuşan ceketiyle öngörülmüştü.
Bugünün giysileri henüz ıslandığımızda bizi sıcak hava ile kurutamıyor ama kimi moda öncüleri, dokuma ürünlerine elektronik malzeme de ekleme denemelerinde bulunuyor.
“Geleceğe Dönüş”teki mesaj geçen polis şapkalarıyla, Cute Circuit’ın Twitter elbisesi ve Nike’ın filmdekine benzer bağcıkları kendi kendine bağlanan ayakkabılar için patent başvurusunda bulunması arasında koşutluk var.
Estetik Gençleşmeler: Gerçekleşiyor
Doc gibi gençleştirme kliniği sayesinde bir çırpıda yılları silip atamıyoruz henüz yüzlerimizden ve bedenlerimizden ama sadece ABD’de, geçen yıl 6,7 milyon botoks ve 1,2 milyon kimyasal peeling uygulaması yapılmış olması, birçoklarının en azından gençleşmeye çalıştığını gösteriyor.
Uçan Otomobiller: Gerçekleşmedi
“Geleceğe Dönüş”te insansız hava araçları çok kısa sürelerle görünüyor.
Günümüzde BBC dahil birçok medya kuruluşu kameralı hava araçlarından yararlanarak haber aktarılmasına yeni bir bakış açısı kazandırmaya yöneldi. Ama henüz filmdeki gibi, büyük kalabalıkların üzerine bu araçların gönderilmesine pek yanaşılmıyor.
Vimeo ve YouTube’da gördüğünüz herşeye inanıyorsanız köpek gezdiren İHA’lar da mecvut.
Mekanik Benzin İstasyonu: Gerçekleşiyor
Filmde görülen bir diğer tür robot ise mekanik benzinci.
Birkaç yıl önce Hollanda böylesi bir cihazın denemesini yapmıştı. Tesla da şimdi elektrikle çalışan taşıtlar için benzer bir cihaz geliştirmeye çalışıyor.
Sinema endüstrisi üç boyutlu teknoloji fikrinden cayacağa benzemiyor. Son eğilim, daha parlak, berrak ve açık görüntüler sunabilecek bir lazer projeksiyon sisteminden yararlanmak.
Bu yeni buluş Ekim başında Londra’da gösterime giren, “Geleceğe Dönüş” üçlemesinin de yönetmeni olan Robert Zemeckis’in son filmi The Walk ile karşımıza çıktı ilk kez.
MyFlys’ın evindeki dürülebilen yassı ekran, LG firmasının teknoloji fuarlarında tanıttığı ve yakında piyasada çıkacağı söylenen esnek televizyonlara benziyor.
Samsung ve Sony’nin sesle çalışan televizyonları ise artık birer gerçek.
Akıllı gözlükler var ama akıllı telefonlar yok…
Marty Jr’ın yüksek teknolojik özellik taşıyan gözlükleriyle neler görebildiği konusunda biraz fikrimiz var. Ama JVC markası bugün elektronik piyasasında artık eskisi kadar etkili bir marka değil.
Günümüzün iddialı ürünleri ise, Microsoft’un Hololens’i, Facebook’un Oculus Rift sanal gerçeklik kulaklığı ve Google Glass’in ikinci versiyonu.
Filmin Tahmin Edemediği Şey: Akıllı Telefonlar
“Geleceğe Dönüş” filiminin tahmin edemediği en büyük cihaz, kuşkusuz akıllı telefonlar.
Marty Jr, bir sahnede AT&T’nin ankesörlü telefonunu kullanırken görülüyor. AT&T’nin iPhone’u şebekesine dahil eden ilk telefon şirketi olması bakımından, bu sahne daha da ironik…
Film yapımcıları bilgilerin teknolojiyle bağlandığı bir dünya düşlemediklerini söylemek doğru olmaz; bir noktada Skype tarzı video sohbet programı görülüyor. Hatta yalnızca arayan kişi değil, o kişiyle ilgili özel bilgiler de çıkıyor. Ama iletişim hep eldeki bir cihaz aracılığıyla yapılmaktansa TV üzerinden gerçekleşiyor.
www’nin (dünya çapında ağ) filmin gösterime girdiği yıl keşfedildiği düşünülecek olursa fazla da eleştirel olmamak gerek. Tim Berners-Lee, ilk tarayıcıyı ondan bir sonraki yıl ortaya çıkarmıştı.
Ortalıkta daha elektronik postanın adı bile yokken filmde geleceğe dair yapılan tahminlerde sokaktayken faks çekebilmeyi düşlemesine şaşmamak gerek.
Ama bu bile, McFlys’ların evinde neden o kadar çok faks makinesi bulunduğunu açıklamıyor.
Diğer doğru ve yanlış tahminler
San Francisco’da yakınlarda bir şovda robot aşçı dikkat çektiyse de, bilgisayar kontrollü fırınlar hâlâ ender.
“Geleceğe Dönüş”, bilgisayar kontrollü kapı kilidi tahmininde yanılmadı; Yale firması bu ay böylesi bir ürün çıkardı piyasaya.
Ancak George McFly’ı tepetaklak asılı tutan Orto-lev cihazını yaratan senaristlerin başına, o sırada kan üşüşmüş olmalıydı diye düşünüyorsunuz.
Ta ki, o sahnedeki karakteri, ilk filmdekinden farklı bir oyuncunun oynadığını gizleyebilmek için böyle bir yönteme başvurulduğunu farkedinceye dek…
Kaynak: