ABD’de 1937’den beri Boys/Girls State isimli bir kamp geleneksel olarak her yıl düzenleniyor. Farklı eyaletlerde kızlar ve erkekler olmak üzere gerçekleştirilen bu kamplarda lise öğrencileri tabiri caizse bir haftalığına siyasetçilik oynuyor. İşte, bu yıl prömiyerini Sundance Film Festivali’nde yapan ve ABD Belgesel Yarışması Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan Boys State (2020), bunlardan biri olan Teksas’daki erkek kampının en gözde üyelerine ve daha çok valilik seçiminin kıran kırana geçen mücadelesine odaklanıyor.
Öncelikle Boys State, gençlerin yani geleceği şekillendirecek neslin şimdiki siyasetçilerden çok daha duyarlı, vizyon sahibi, özgürlükçü ve kucaklayıcı olması gerektiği gibi bir beklentiye sahip olanları büyük bir hüsrana uğratan bir belgesel. Film, ABD’nin ve tüm dünyanın içine düştüğü faşizm batağına nasıl saplandığını, bu bataklığın dibinin ne kadar derinleşebileceğini seyircinin yüzüne tokat gibi çarpıyor. Belgesel, kürtajın yasaklanması, sivil silahlanmanın serbest bırakılması, göçmenlerin ülkeye sokulmaması gibi mevzuları canhıraş savunan gençlerin bağırışlarına seyirciyi oldukça rahatsız edici bir yerden tanık ediyor. İyi bir siyasetçi olmanın aynı zamanda insanın kendine yakıştıracağı ve gurur duyacağı bir unvan olup olmadığı sorusunu ortaya atması ile de en büyük hamlesini yapıyor.