Avrupa sinemasının altmışlarda yakaladığı rüzgârın önemli temsilcilerinden Bellocchio, “Cebimdeki Yumruklar” filminde, bir aile trajedisine kamerasını doğrultuyor. Aklî dengesi bozuk Ale, çağdaş, Ortodoks, “sıradan” kalıplarına sığmayan aile üyelerini kendince haklı sebeplerle öldürmeye karar verir. Anasız babasız bir ailede iktidar boşluğunu kapatmaya çalışan Augusto’nun varlığı ve kısmî normalliği, Ale’nin bu kararı almasındaki tetikleyici sebeplerdendir. Modernizmin ve bireyselliğin amansızca eleştirildiği film, izleyiciyi asıl kaçığın kim olduğu sorusuyla baş başa bırakıyor. Lou Castel’in benzersiz oyunculuğu ve Ennio Morricone’nin gerim gerim geren müziğiyle birlikte depresif atmosferi ve rahatsız edici üslubuyla kadri bilinmemiş, şiddetin tarihçesini farklı bir pencereden okuyan esaslı bir film.
[tooplay file=”Yu0kwoJ3y7U” type=”youtube”]