“Bu adayla ilgili bir sürü anım var. Neredeyse 50 yıllık anılar… Ingmar’la orada tanıştım.”
Norveçli bir kadın ve İsveçli bir adam, Fårö Adası’nda, sinema tarihinin başyapıtlarından Persona‘nın çekimlerinde tanışırlar. Kadın Liv Ullmann, adam ise Ingmar Bergman’dır. Dheeraj Akolkar’ın 2012 yapımı belgeseli Liv & Ingmar, sinema tarihinde hem filmleri hem de ilişkileriyle iz bırakan bu çiftin hikâyesini, hikâyenin başladığı adada Liv Ullmann’ın anlatımıyla sunuyor. Ullmann, Ingmar Bergman’la ilişkilerini, ona duyduğu aşkı, aşkın dostluğa dönüş yolculuğunu, tek başına büyüttüğü kızları Linn Ullmann’ı, ilişkileri süresince verdiği zor kararları filmlerinden alışık olduğumuz mahcup tavrıyla anlatıyor. Belgeselde ayrıca Bergman’ın filmografisi de gözümüzün önünden geçerken, Liv Ullmann’ın gençlik yıllarından bu yana uzanan başarılarla dolu kariyerine de yakından bakma fırsatı yakalıyoruz. Bergman’ın kadınlarının, sadece onun filmlerinde değil, bir havaalanında pankartlarla kadın dayanışmasının en gülümseten örneklerinden biri için bir araya geldiğini görüyoruz. Liv ve Ingmar’ın adada yaşadıkları, sonrasında kurdukları dostlukları ve hiç kopmayacak olan bağları Liv Ullmann’la birlikte seyredenlerin de boğazında bir yumru bırakıyor.