Saf, duru, berrak, naif, yalın… Nasıl tanımlayacak olursak olalım, hepsi bizi Niko Pirosmani’nin dokunuşlarına, renklerine ve çizgilerine götürecektir. Onun sofralarının içtenliğinde kendimizi bulmayı, resmettiği hayvanları sevmeyi ya da aynı mekanda yemek yerken farkında olmadan onun siyah muşambasında can bulma isteğini de uyandıracaktır. Sonra o resim bir gün bir dükkanda asılı durur ve biz sonsuzluğa başka bir formda uzanırız…
Gürcü ressam Niko Pirosmani’nin yaşamı da tıpkı resimlerinde olduğu gibi gerçeğin buruk bir dile gelişinde saklı. Yoksulluk içinde geçen zamanları, hayal kırıklığıyla sonlanan aşkı ve onda bıraktığı derin izler, varoluşunun en önemli noktası olan resim yapmak için zorunda olduğu şeyler ve diğer tüm sıkıntıları onun resimlerindeki kekremsi tadı bize fazlasıyla hissettirir. Giorgi Shengelaya’nın 1969 yapımı Pirosmani filmi ise naif bir sanatçının hayatına, kronolojik ve didaktik belli kalıplardan uzaklaşarak yaklaşıyor. Bizi onun yanına oturtup bir sohbete ortak ediyor, resimlerinin atmosferinde adım atmamızı sağlıyor. Bu sayede tıpkı resimlerinde olduğu gibi kendisinin ve sanatının hayatla kurduğu ilişkiyle o kekremsi tadı hisettiriyor.
1973 yılında Sutherland Trophy ödülüne de layık görülen Pirosmani, bir sanatçı üzerinden resim ve sinema arasındaki bağ ile ilgili temaslar da kuruyor.
Filmin Künyesi:
Yönetmen: Giorgi Shengelaya
Oyuncular: Avtandil Varazi, Dodo Abashidze, Givi Aleksandria