Daha çok reklam ve klip sektöründe kendini göstermiş olan Hintli yönetmen Tarsem’in sözlerle ifade edilemeyecek muhteşem görselleri olan, sanat yönetmenliği, sinematografisi ve çeşitli mekan kullanımıyla -25 farklı ülke- izlerken ağzı açık bıraktıran filmi The Fall, sadece plastik anlamda değil, hikayesi, oyunculuğu ve unutulmayacak ‘bizden’ replikleriyle de içimizi ısıtıyor. Gerçekle masalın iç içe geçtiği, aynı sahnede hem ağlama isteği uyandırıp, hem güldürebilen bu film, sevimli karakter küçük Alexandria ile hayal kırıklıkları ve umutsuzluklarıyla içimizi acıtan dublör Roy’un, 1920’lerde içinde bulundukları bir hastanede geçiyor. Filmi izledikten sonra Beethoven’ın “Symphony No. 7 in A major, Op. 92, II. Allegretto”sunu duyunca artık aklınıza bu film gelecek.