Tarih, neden diğerlerinden farklı olduğu için kötü, tuhaf davranılan insanların hikâyeleriyle doludur? 1924’te Yeni Zelanda’da doğan Janet Frame’i anlatan An Angel at My Table filmi bir kadının başarı hikâyesine değinirken diğer yandan bu soruyu da zihinlere düşürür. Janet; kalabalık, yoksul ama sevgi dolu bir işçi ailesinin çocuğu olmasına karşın biraz içine kapanıktır. Vaktinin çoğunu kitap okuyarak geçirir. Farklı zekâsı nedeniyle kalabalıklar içinde yalnız kalmayı ya da buna mecbur olmayı daha çocukken deneyimleyen Janet, yazar olmak ister fakat öğretmenlik yapmaya başlar. Bir gün Janet’ın psikolojik rahatsızlığı olduğu düşünülür ve bu yanlış teşhis yüzünden 7-8 yılını akıl hastanesinde geçirmek zorunda kalır.
Jane Campion’ın bol ödüllü ve çarpıcı bu Yeni Zelanda yapımlı filmi, erkeklerin her alanda kadınlar üzerinde hâkimiyet kurma çabasının rahatsız ediciliğine de değinir. Ayrıca film, erkek egemen bilim ve sağlık sisteminin yanlışlarını göstermesi ile de öne çıkmaktadır. Bütün bunlara ek olarak Janet’ın başına gelen talihsizliği duygu sömürüsü yapmadan işlemesi ise filmin bir başka takdir edilesi yönüdür. Film, ince işlenmiş yüz ifadeleri ve detaylarıyla derin bir duygusallık barındırır ve bu yönüyle de izleyiciyi seyir boyunca kendine bağlar.
Filmin Künyesi:
Yönetmen: Jane Campion
Oyuncular: Kerry Fox, Alexia Keogh, Karen Ferguson…