“Sinyaller. üsluplar, hızlı, büyük ölçüde basmakalıplaşmış iletişim sistemleri, büyük kentlerin damarlannda akan kandır. Ne zaman bu sistemler çökerse, yani kentsel yaşamın dilbilgisini kavrayamaz hale gelirsek- şiddet ortaya çıkar. Büyük modern buluşumuz olan kent yumuşaktır, yaşamlann, düşlerin, yorumIann göz kamaştıncı ve uyancı çeşitliliğine açıktır. Ama büyük kentin tam da insan kimliğini özgürleştirici esnek özellikleridir ki, aynı kenti psikoza ve totaliter bir karabasana açık hale getirir.” (1)