Nicolas Winding Refn’in gücünü anti-karakterinin kendine haslığından alan kara filmi Drive, yakın dönemde karşımıza çıkmış suç filmleri arasından yönetmeninin farklı görsel estetik anlayışıyla sıyrılıyor. İçe dönük, içsel yaşantısıyla toplumdan uzak bir yerde konumlanan ve insanlarla arasında sadece simbiyotik bir ilişki kuran ‘sürücü’nün, kişiliğine çok ters bir duygu olan ‘aşk’ ile tanışması üzerinden yer yer ‘gore’ öğelerin de hakim olduğu bir intikam öyküsüne evrilen film, başrollerinden birini de şarkı seçimlerine veriyor. Sıradan bir öyküyü hem özel hem de taze bir sinemayla sunan ve 2011 senesinde Cannes’da en iyi yönetmen ödülünü kucaklayan yapım, Refn’in en önemsiz görünen sahneyi bile enfes bir işçilikle kotarmasıyla birlikte anbean daha da ihtişamlı hale geliyor ve sinemanın görsellik anlamındaki sınırlarını zorluyor.