Sezen Sayınalp’ın seçimleri:
- Son of Saul (Saul fia, Yön: Laszlo Nemes, 2015)
Neden İzlenmeli? Macaristan yapımı bir Holokost filmi çekilsin, bu film toplama kampının korkuyla çevrelenmiş günlerinde sadece bir karakterin vicdanından bir cesedin yüzüne baksın, yakılmayla yaşama ikilemini insanlık görevine dönüştürmenin hikâyesini sunsun ve biz bu filmi izlemeyelim! Olacak iş değil…
- El Club (The Club, Yön: Pablo Larrain, 2015)
Neden İzlenmeli? Bu yıl Berlin’den neden sinemayı sevdiğimizi bize kanıtlayan filmler geldi ve tabii ki bizlerde bir bayram havası hasıl oldu. Pablo Larraín’in Katolik Kilisesi’ni merkezine aldığı film, sevaplarıyla günahlarıyla rahiplerin inzivalarına odaklanıyor. Kilise üzerine getirdiği söylemlerle Berlinale’deki gösteriminden sonraki methiyelerin ardından bizi meraklandıran El Club, Filmekimi’nin merakla beklenilen filmlerinden.
- Lolo (Yön: Julie Delpy, 2015)
Neden İzlenmeli? Çünkü hayatta hikâyelerini ve onları anlatışını çok sevdiğimiz insanlar var. Julie Delpy de bunlardan biri. 40’lı yaşlarını süren, şehirli ve işine düşkün bir kadın olarak Julie Delpy’yi izleyeceğimiz filmde, aynı zamanda yazar ve yönetmen olarak karşımıza çıkıp bizleri mest etmeye hazırlanıyor. Gerisini o anlatsın biz dinleyelim.
- Baskın (Yön: Cem Evrenol, 2015)
Neden İzlenmeli? Toronto’dan haberlerini aldığımız anda yavaş yavaş etkisine girmeye başladığımız bir Can Evrenol filmi var karşımızda. Baskın, bizi şimdiden ürpertmeyi başardıysa izlenmeliler listesine gözü kapalı eklenir diyebiliriz. Beş polisin devriye sırasında yaşadıklarını korku türüne hediye eden Baskın, Filmekimi’nin merak edilenlerinden.
- Comoara (The Treasure, Yön: Corneliu Porumboiu, 2015)
Neden İzlenmeli? Corneliu Porumboiu mizahı seviyor, biz de onu. Memleketinin siyasi atmosferini adı gibi bilen bir yönetmenin elinden çıkan taşlamaları izlemek hem Romanya hayranlığını hem de seyir zevkini katladıkça katlıyor. Robin Hood hayranı bir babanın hazine avına çıkmasıyla şekillenen olay örgüsünde Porumboiu’nun muzipliğiyle tekrar karşılacağız.